Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman, Kanal 23 ve Kanal Fırat Televizyonu ortak canlı yayınında Elazığlı vatandaşların evlerine konuğu oluyor. Vali Dr. Ömer Toraman Kanal 23 Haber Müdürü Elif Doğan ve Kanal Fırat Ana Haber Spikeri Canan Gedik Ay’ın sorularını yanıtladı. 

 

 

Vali Dr. Ömer Toraman'ın açıklamalarının satır başları şu şekilde;

“Biz kadere tabiyiz. Onu yaşıyoruz. Bilmeden yaşıyoruz. 2003 yılında buradan tayin olurken üzülerek ayrılmıştık. Eşim, çocuklarım ve ailemle beraber çok güzel vazife günleri olmuştu. 20 yıl sonra tekrar görev nasip oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız, içişleri Bakanımız böyle bir görev tevdi ettiler. Kaderimiz neyse onu yaşıyoruz. O zaman da önemli ve köklü bir vilayetti. Orada Vali Yardımcısı olarak 2 yılı aşkın bir süre görev yaptım. 20 yıl sonra geldiğimizde Elazığ’ı daha da gelişmiş daha da büyümüş bulduk. Bu şehrin büyümesi olarak dikkatimizi çekti. Ekonomik ve sosyal alanda bunun yansımalarını görmek mümkün. Elazığ 20 yıl öncesi ve bugün de büyük vilayetlerden birisi. Kendine has kıymetli özellikleri var. Türkiye büyüyor tabi Elazığ’da büyüyor. O bölgesindeki önemli il olma durumu 20 yıl önce de vardı bugün de aynı durum devam ediyor diye düşünüyorum.”

24 OCAK DEPREMİNİN 3. YIL DÖNÜMÜ

Deprem olduğunda Kütahya Valisi olarak görev yapıyordum. Burada çalışmış olmam ve bağlı olmam dolayısıyla üzülmüştük. Türkiye ve bölgenin son dönemlerde yaşadığı büyük depremlerden birisini yaşadı Elazığ. Ancak devletimiz ve milletimiz seferber oldu deprem olduğu andan itibaren. Hemen müdahale edildi, Türkiye deprem ve benzeri afetlere müdahale kapasitesi çok yükseldi. Bu sahaya yansıdı, bizde izledik. Sayın Cumhurbaşkanımız derhal vaziyet etti. Sayın bakanlarımız ilk saatlerinden itibaren bölgede sevk ve idareyi ele aldılar. Diğer kurum ve kuruluşlar üzerine düşen vazifeyi yerine getirdiler. Türkiye ilk yardımda dünyaya örnek olacak bir seviyede. Burada da çok başarılı işler yapıldı. Birkaç saat içerisinde insanlar yiteceklerini tedarik ettiler, 24 saat geçmeden çadırlar kuruldu. 21 gün sonra konteynerlera yerleştirildi insanlar. 24 bine yakın çadır kurulmuş Elazığ’da, 4 bin 500 tane de konteyner kurulmuş. Bunlar bir anda olacak işler değil. Büyük bir başarı. Herkes elinden geldiğince Elazığ’ın yaralarını sarmaya çalıştı o dönemde.

“21 BİNİN ÜZERİNDE KONUTUMUZU TAMAMLAMIŞ, TESLİM ETMİŞİZ”

Bizim depremin iyileştirme safhası dediğimiz safhada vazifeye başladım. Ama bizden önceki valilerin, ve paydaşların çok büyük emekleri var. Biz vazifeye başladığımızda da Türkiye’nin büyük güç ve kuruluşları var. TOKİ bunların bir tanesi. Hakikatten Türkiye’de müteahhitlik sektörü çok ileri. Bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı bir iyileştirme faaliyetini kolay kolay göremezsiniz. Elazığ’da bu gerçekleştirildi. Ben göreve başladığımda 9 bin küsur konutun kurası çekilmiş, 4-5 bininin anahtarı teslim edilmişti. Elazığ’da Ocak ayındaki depremden sonra Aralık ayında da bir deprem oldu. Dolayısıyla Elazığ 2 deprem yaşadı. 2 yıllık süre içerisinde bu vatandaşlarımızı evlerine yerleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bunda İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD’ın ve yerel yönetimlerin Elazığ Belediyesi’nin emeği var. Biz çözüm odaklı yaklaşmaya gayret gösterdik. Nerede bir problem varsa üzerine gittik. Ben göreve başladıktan sonra alanları gezdim. Orada insanları ve vatandaşları dinleyerek nerelerde tıkanma olduğunu dinleyerek onların çözümü doğrultusunda istişarelerle hızlı hareket etme kabiliyetimizi ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. 21 binin üzerinde konutumuzu tamamlamış, teslim etmişiz. Bu kadar kısa sürede bu sayıda konut ve iş yeri teslim edilmesi Türkiye’nin başarısı.

 

Elazığ depremi il genelini ve Malatya hatta kısmen Adıyaman’ı da etkileyen bir depremdi. İlçe ve köylerimiz de hasar gördü. Şu ana kadar il merkezinde teslim edilen konut sayısı 16 bin 500 civarında. Bin 400 konutta ilçe merkezlerinde çok katlı konut olarak vatandaşlarımıza teslim etmişsiz. İlçelerde 900 kadar konutumuzun yapım süreci tamam ediyor. Merkeze bağlı beldelerde de 530 civarında konut yapıp bitirmişiz. Köylerde de 2 bin 250 konutu teslim etmişiz, inşaat halinde olan da 950-bine yakın inşaat devam ediyor. Bunlarda bittikçe peyder pey teslim edeceğiz. Hem ilçelerde hem kırsalda bu iyileştirme faaliyetlerini büyük ölçüde tamamlamış bulunuyoruz.

“900 KADAR İLÇE MERKEZLERİNDE FAALİYETİMİZ VAR”

İl merkezinde yalnızca kentsel dönüşüm alanında Kızılay’da bir şantiyemiz var. Onlarda yüzde 90 seviyesini geçtiler. Mart veya Nisan gibi oradaki yaklaşık 300 konutumuz var. Bunlar sonradan gelen kentsel dönüşüm konutları. Biz bunları da teslim ettiğimiz taktirde Elazığ merkezindeki Abdullahğpaşa, Mustafapaşa, Rüstempaşa ve Sürsürü’deki bütün kentsel dönüşüm alanlarındaki konutları teslim etmiş oluyoruz. Rezerv alanlarda 2 inşaatımız devam ediyor. Kaba inşaatımız bitti. Bizim il merkezinde rezerv alanlardan hak sahibi olan vatandaş sayımız 222. Bunlar içinde ayrıca çalışıyoruz. Kentsel dönüşüm alanlarından da konut teklif edebiliriz. Kısa süre içinde de konutlarına kavuşma imkanları var. Merkezde artık çok fazla konut bekleyen vatandaşımız kalmadı. Köylerdeki konutların inşaatları değişik safhada. Köy konutları farklı farklı ihale edilmiş. 14 etabımız var. Her birini etap etap takip ediyoruz. Özellikle bitmeye yakın olan konutları hızlandırabilmek için de ekstra gayret sarf ediyoruz. Gerekli arkadaşlarımız, ilgili vali yardımcımız hep beraber çalışıyoruz. Şu anda inşaat faaliyeti devam eden 900 kadar ilçe merkezlerinde faaliyetimiz var. Onlarda tamamlandığında hak sahipliği süreci nihayetine ulaşmış olacak.

“YÜZDE 10’LUK KISIMDA ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”

İkinci depremin ardından süreçler geç başladı. Süreç deyince; hasar tespit süreci var. Teknik ekipler çalışıyorlar, askıya çıkıyor, itiraz hakkı veriliyor, itiraz alınıyor ve sonra kesinleşiyor. Ondan sonra hak sahipliği etapları başlıyor. Sahipleri kimler, müşterek mi, tek mi? Sonrasında bir süre vermek lazım, askıya çıkıyorsunuz, itirazları alıyorsunuz ve hak sahipleri kesinleşmiş oluyor. Ondan sonra konutları nerede yapacağım diye arsa bulmanız lazım. Ona da çalıştıktan sonra en son aşama konutların imal aşaması. Onu da ihale edip müteahhit yoluyla konutları yapıyorsunuz. Bizim Ocak ayındaki deprem dolayıymışlar işlemlerimiz tamamlanmıştı. Aralık ayındaki depremin de işlemleri tamamlanmış durumda hemen hemen. Yüzde 90’ı tamamlandı, yüzde 10’luk kısımda devam ediyor.

 

“Çadırla konaklama çok düşük bir seviye. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu beyin çadır ve konteyner kurulmasında çok büyük katkısı ve emeği var. O gün o ortamda o saat itibariyle çadıra başını sokabilmek bir nimetti. Ondan sonra da bir konteynera başını sokmak bir nimetti. Bunları zamanında değerlendirmek lazım. O zaman şartlarında bu çok kıymetli bir hizmetti. İl merkezinde 3 tane geçici barınma merkezi oluşturmuşuz.

Doğukent’teki barınma merkezini kapattık. Çünkü vatandaşlarımız evlerine kavuştu ve orayı boşalttı. Orada da ikili ayrım var. Ev sahibi ve kiracı diye. Kiracılar da başa ev bulup, başka evleri kiralayarak taşınanlar oldu. Doğukent’te biz 722 aileyi barındırmışız.  722 konteyner doluymuş, sıfırlamışız. Aşağı Demirtaş’ta da 420 aileyi barındırmışız. Şu anda 27 ailemiz var orada kalan.

3 tanesi anahtarlarını teslim aldı, 23 tanesi ise kiracı durumda. Kırklar Mahallesi’nde 400 vatandaşımızı konaklamışız. 53 aile aklıyor şu an orada. Orada 47 kişi ise anahtar teslimi bekliyor. Konutları teslim ettikçe vatandaşlarımız hak sahibi ise veya kiracı olarak taşındı. Dolayısıyla geçici barınma merkezleri fonksiyonunu ve ihtiyacını tamamladı.”

“SOYDAŞLARIMIZ İÇİN KULLANDIK”

“Bu arada ben hep ifade ediyorum; bazen konteynerlar boşalınca isteyen oluyor. Diyorum ki ‘bunlar devletimizin demir başı.’ Elazığ depreminden sonra ülkemizde çeşitli afetler oldu. Biz her afetten sonra burada elimizde bulunan boş çadırları, konteynerları hepsini seferber ettik. Doğukent’i boşalttık, sevk ettik biz onları. Aşağı Demirtaş’ı da boşaltırken Ukrayna’da savaşta esir olan soydaşlarımız vardı. Ahıska Türkü ve Kırım Türkü soydaşlarımız. Bunlar çok acı çekmiş insanlarımız. Birkaç defa sürgün yaşamışlar zamanında. Tekrar şimdi ateş çemberinde kalınca Sayın Cumhurbaşkanımız müdahale etti. Cumhurbaşkanımız Rusya – Ukrayna savaşında devreye girdi. Hava yoluyla biz bu soydaşlarımızı Elazığ’a tahliye ettik. Tahliye yeri olarak Elazığ tespit edildi. Aşağı Demirtaş’daki atıl kapasiteyi bu defa soydaşlarımız için kullandık. Orayı Göç İdaresi’ne devrettik Orası artık AFAD’a bağlı değil. Bunlarda burada geçici. Bunlarda inşallah kalıcı konutlarına kavuşacaklar. Bu kapasiteyi biz soydaşlarımızın savaştan çıkarılan soydaşlarımızın barınması için kullanıyoruz. Çok az vatandaşımız kaldı. Biz sürekli onlarla diyalog halindeyiz. Biz vatandaşımızı hiçbir zaman zorla çıkartmadık. Biz vatandaşımızı dinleyerek adım atıyoruz. Hükümetimiz sosyal yardımlar konusunda hakikatten çok mesafe kat etti. Kira yardımı teklif ettik. 80 aile kadar bu kira yardımını alarak evlere taşındılar. Onlar için tercihe şayan bir durum. Çünkü konteynerdan daha iyi bir ortam. Kalan ailelerimiz için yine görüşmelerimiz devam ediyor. Şimdi ki konteynerler yine geçici olarak kullanılıyor. Yine kullanımız sona erince boşaltılarak ülkemizdeki diğer afet olma durumunda oraya gönderilecek. Sivrice’de geçici barınma alanımız var. Orada da 400 konutluk inşaat devam ediyor. Geçici barınma merkezinde 54 vatandaşımız kalıyor. 34 vatandaşımız orada hak sahibi orayı da minimize etmeye çalışıyoruz. Geçen yıl aralık ayında bin 400 aile barınırken bu sayı 400 seviyesine düşmüş durumda.”

"Bu insanlar Ardahan Posof ilçesi var. Sınır ilçesi. Posof’un karşı yakası. Bir sınır ayırmış 1828’de oluşan bir sınır. Sınırın o tarafıyla bu tarafı aslında bir. Sadece bir siyası sınır var. Ortak dil, din, inanç var. Ahıska Türklerinin Ahıska’yı terk ederken bir şairlerinin Ahıska’da kalan cami için yaktığı bir ağıt var. Topraklarını, vatanlarını terk ettiler. Bu zulmü yaşadılar 1940’lı yıllarda. Bu göçe neden tabi tutuldular, Türkiye ile ilişki kurmalarından korktukları için. Orada bir kısmı maalesef hayatını kaybetti. Geçen sene Fırat Üniversitesi’nde Rektörümüzle bir program yaptık. O dönem 7-10 yaşlarında orada olan ve şu anda burada geçici barınma merkezinde yaşayan vatandaşlar var. Sonra 1990’lı yıllarda tekrar ayı durumu yaşamışlar. Her seferinde hayatlarını yeniden inşa etmişler. Türkiye ne zaman olursa olsun o bağı muhafaza ediyor. Bir teyze vardı bana ‘dilimizi ve dinimizi muhafaza ettik.’ Dedi. Bu zamana kadar de dillerinde ne inançlarında en ufak bir bozulma ve gerileme olmamış. Asilimize olmak istememişler.”

 

Geçici barınama merkezinde her türlü sağlık, yeme içme, barınma, temizlik her türlü ihtiyaçları karşılanıyor. Okullarımızı açtık. Gelen soydaşlarımızın önemli kısmı yaşlılar ve çocuklar. Bir kısmını ilgili ülkeler bırakmadı. Gelen insanlar hakikatten zor durumda olan insanlar. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar. 850’ye yakın okul çağında çocuğumuz tespit edildi. Bunlar için okul açıldı. Ben bu sınıfları gezerken çocukların defterine baktım. Çok güzel yazıyorlar. Onlar Kiril alfabesini kullanıyorlar. Ama latin alfabesini yazan da var. Bir kısmı daha önceden uğraşmış. İstanbul şivesi ile uğraşan var. Bir gayret sarf etmişler. Zeki çocuklar. Kısa sürede bize adapte oldular, okuma ve yazmayı fevkalade başarılı hale getirdiler. Çok hızlı bir uyumları oldu. Hiçbir sıkıntı çekmediler. Orada dini ibadetlerini yaptılar. Kuran kurslarımız var, camilerimiz var, kreşlerimiz var. Her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdalar. Göç İdaresi Başkanlığımız gerekli işlemleri yaptılar. Onlar Uluslararası Koruma programında. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde iş hayatına girebilecekler. Cumhurbaşkanımız bir kararname yayımladı. O da netleşince iskan noktasında sonuç bekleniyor. Türkiye’de kalıcı da olabilecekler. Ben Elazığlılara da müteşekkirim. Bağırlarına bastılar, ilgilendiriler. En azından biz Elazığlı hemşehrilerimizin manevi olarak desteklerini hissettik. O da ilerimizi kolaylaştırdı. Buradan bir kere daha Elazığlı hemşehrilerimize teşekkür ediyorum.

“ŞEHİR MERKEZİNDE YIKIMI YAPILMAYAN 7 AĞIR HASARLI BİNA KALDI”

5,8 büyüklüğündeki depremden sonra bir kısım orta hasarlı yapılar ağır hasara dönüşmüş. Bunların kanun gereği yıkılması gerekiyor. Elazığ şehir merkezinde bina olarak çok katlı bina olarak bin 668 tane bina tespit etmişiz. Bunun bin 661 tanesini yıkmışız. 7 tane kalmış. Bu da yüzde 99 neredeyse yüzde 100’e yakın bir bina yıkım oranı. Bu 7 tanesi de sahipleri biz yıkmayı belediyeden yıkım ruhsatı aldık kendimiz yıkacağız dedikleri bizim de takip ettiğimiz binalar. Elazığ şehir merkezinde dolaşırken deprem izleri halen hissediliyor. Şehirde dolaştığınızda metruk binalar, ağır hasarlı binalar görüyorsunuz. Bunlar ne zaman yıkılacak diyenler oluyordu. Artık bunlar yok. Kırsal kesimlerde de köylerde de ağır hasarlı olanların yıkımları devam ediyor. Kırsalda ahır, depo akla gelen her şeyden var.  Yıkım süreci yüzde 70’e geldi. Oradaki vatandaşlarımız ağır hasarlı binaları boşalttıkça yıkıyoruz. Bunları sıfırlıyoruz. Orta hasarlıların statüsü farklı. Orta hasarda yıkım mecburiyeti yok. Kendileri de yıkabilirler, kentsel dönüşüme de bırakabilirler, kendileri de onarabilirler. Kendilerinin onaracak gücü yoksa da AFAD Başkanlığımız tarafından uygun şartlarla kredi kullandırılıyor. Onu da alarak güçlendirme de yapabilirler. Gördüğüm kadarıyla karma olarak haklarını kullanıyor vatandaşlarımız. Bir süre verildi. O süre işliyor.

"2 BİNE YAKIN VATANDAŞ TALEPTE BULUNDU"

Göreve başladıktan sonra hızlı konutları teslim edince inanılmaz sayıda konutu teslim ettik. Bu kadar konutu teslim ettikten sonra içinde mimarı sorunlar olabilir. Bunu normal ev alsanız da karşılaşabileceği bir sorun. Bizim hemen site yönetimlerimiz oluştu. Biz onlara dedik ki şikayetleri alıp toplu konut idaresine iletin dedik. Bürolar açtık vatandaşlarımız benim şöyle bir problemim var denildiğinde hemen sisteme işledik. Yaklaşık 2 bine kadar vatandaşımız bize talepte bulunmuş. Bizlerde müteahhitlere mesai gözetmeyeceksiniz ekiplerinizi hazır tutacaksınız dedik. Bunların 1950 tanesini çözdük. Bu kadar büyük konut teslim alınınca bunlara müdahale etmekte sipariş almakta sorun yaşandı biraz. Vatandaşlardan sorunlarımız çözülmedi imzaladı kâğıdı alınmadan dosyayı kapatmayacaksınız dedik. Biran önce gelip ilgilenmesini istedi vatandaş bunu ortadan kaldırdığımızı düşünüyoruz. Bizler onları mağdur etmemek için tüm kapasitemizi seferber ettik.

“DEPREMİN ARDINDAN 31 YENİ OKUL YAPTIK”

Büyük bir memnuniyet var ama sessiz bir memnuniyet var. Bu bizim yapımızda var. Toplum olarak dışa çok vuramıyoruz. Mustafapaşa projesi çok konuşuldu. Burada haklı noktalar var. Kentsel dönüşüm için bir alan var 7-8 katlı binaları yıkıp 5 katlı yatay mimariye uygun yaptık. Birde insanlar farklı beklenti içerisine girdi. Yerinde teslim edeceğiz. ama esas kentsel dönüşümün mantığı budur. Burası dümdüz bir alan yerine geldi. biz burada yeni bir proje uyguladık. Yeni bir mimari proje yapıldı. bunu biraz izah ede ede bir yol kat ettik. Büyük bir memnuniyet var ama. Yeni rezerv alanlarda vatandaşlar yeni alanlar ihtiyaç duydu. Okullar yapıldı camiler yapıldı sosyal donatılar yapıldı. belediyemiz gayret gösterdi şahin başkanımız ile güzel bir uyum içerisinde hep vatandaşlarımızın yanında olduk. Bunlar kolay şeyler değil. Hem zaman hem maddi olay. Okulları da TOKİ yapınca biran önce açmamız lazımdı. 1 depremden ağır alıp yıkılan okullar vardı. Bu süre içerisinde bugüne kadar 31 okul yaptık derslik sayımızı arttırdık.  Depremin oluşturduğu hasarları biz telafi ettik. Okullarda meydana gelen hasar tamamlanmış durumda. Orta hasarlı okullarımızdan 33’ünün güçlendirmesini yaptık. Bize beklide cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımını bakanımız geldiğinde burada duyurdu.

SOSYAL KONUTLAR

Sosyal konut olarak depremden önce inşaatına başlanılan 1100 konut vardı. Ama depreme araya girince depremzedelere öncelik tamamlandı. Kasım ayı gibi de bu çalışmada anahtarları teslim ettik. Hemen arkasından ilk evim projesi duyuruldu. Bunların da yapımı devam ediyor. Bunlarda yapıldığında vatandaşlarımıza teslim edilecek sosyal konut anlamında Elâzığ 6 binin sosyal konuta kavuşmuş olacak. Bu yüksek bir rakama ama müracaatta fazlaydı. Madende bir heyelan vardı. Yıkılması gereken konutlar ve işyerleri vardı. Yer tespiti yapıldı. Maden zor bir yer. Yerleşimi problemli.144 konutun sosyal konutu yeniden ihale edildi inşası çalışması başladı.

Fırat üniversitesi araştırma hastanesi çok köklü kıymetli. Elazığ’da deprem olduğunda şehir hastanesinde ameliyatlar devam etti. Örnek bir şehir hastanemiz var. Hepsi çok güzel çalışıyor. Üniversite hastanesinin sermayesi farklı şehir hastanesinin bütçesi farklı. Fırat üniversitesi hastanesi tabiri caizse kendi yağında kavruluyor. Üniversite hastanelerinde asistan sorunu var. Bu Türkiye genelinde böyle. Bizim sağlık kapasitemize özel, araştırma ve şehir hastanesi olarak bakıyoruz. Biz burada bize düşüne bir görev varsa yapmaya çalışıyoruz. Hizmetin aksamaması için çalışmalar yapıyoruz üniversite hastanesi ve şehir hastanesi arasında protokolde imzaladık. Rektörlüğümüzde üniversitemizde, il sağlık müdürlüğümüze de teşekkür ediyorum. En iyi şekilde hizmet vermeye çaba gösteriyoruz. Türkiye’nin kat ettiği bir alan sağlık turizmi. Elazığ olarak çevre ve uzak illere de müdahale edebiliyoruz. Bu anlamda özel sağlık hizmetlerinde de Elazığ’da çok ciddi bir kapasite var.

TARIMSAL SULAMA SİTEMLERİ

20 yıl öncede görmüştüm ve dillendirmiştim. Keban barajı su tutmaya başlamıştı. Elâzığ’da tarımsal sulamada destek çıkılması gerekiyor.  Kuzova’da kapalı sistem sulamaya geçilmiş enerji maliyetleri önümüze çıktı. Biz destek verdik il özel idareden  elektrik maliyetlerini azaltmak için GES projesi çıktı. Maalesef teklif verilmedi yada çok yüksek teklif verildi ama şimdi ihaleyi yaptık yeri teslim ettik. Uluvonın açık kanal sisteminden kapalı sistemine dönüşmesi için 2017’de ihale yapılmıştı ama yüzde 17 gibi oranında ilerlemişti. Bu süreç ağır ilerliyordu. Şimdi cumhurbaşkanımız tarafından uluova öncelikli desteklenme programı kapsamına alındı. Bunun önündeki ödenek aşaması aşıldı. Onunda önü açıldı. Sulu tarım alanları ile kanatlı ve sarıcan barajı bitti. Geçen yıl deneme sulamaları yapıldı. İnşallah şimdi tamamen açılacak. Cazibe ile sulanacak yani enerji maliyeti yok sadece işletme maliyeti olacak. Pancar ekimi çok fazla oldu. Çok ciddi bir alana kavuştu sulu tarımda.

Geçen yıl önceki yıllara mukasside önce güzel yağış aldı. Verimi arttırdı. Bu sene ise kurak gidiyor. Ocak ayı son 52 yılın en kurak dönemi oldu. meteoroloji Türkiye’de çok ilerledi imkanları ve kapasiteleri çok gelişti. Önümüzdeki beş gün ilimizde kar var. Şehirlerin büyümüş ile şehirlerin genişlemesi ile baraj yapıldı. hamzabey barajı yapıldı ama su az barajın doluluğu artması için yağış şart. Belediye başkanımızda altyapı çalışması başlattı. Kayıp kaçak su oranımız yüksek bu yenilenme ile birlikte dolasıyla bunlarında faydası olacak. Önemli bir kısmını Elâzığ Belediyesi yer altı suları ile destek veriyor. Biz çok ciddi bir sıkıntı çekmeyeceğimizi düşünüyoruz am abu tabiki yağışa bağlı. Bizde takip ediyoruz ama şahin bey de gayret gösteriyor.

HALK BULUŞMALARI

Bizim bilgi kaynaklarımız en önemlisi vatandaş. Hem  neyi eksik yapıyoruz hem sıkıntılar ne bunu doğrudan alabiliyoruz. Dolayısıyla sokakta veya ilgili yerde ilgilerle bir araya gelembenin faydasını görüyorum.. Ne kadar çok insanlar görüşürseniz sorunlar o kadar azalıyor. Bizim ortak gayemiz sorunları çözmek. O yüzden vatandaşları dinlemek bizim derdimiz. Biz vatandaşları dinliyoruz. İlk etapta deprem konuları ile gündemimiz oluyordu. Ama şimdi Türkiye genelinde hangi konular geliyorsa bize de onlar geliyor. Vatandaşımız bize ulaşabiliyor olmanın güveni ilerisinde olsun istiyoruz. Önemli olan derdini anlatabilmesi. Bizim derdimiz derdini çözebiliyorsak çözmek çözemiyorsak doğru bilgilendirmek. Dönem dönem muhtarlarımızla, gazilerimizle, şehitlerimiz ile buluşuyoruz sohbet ediyoruz. büyük ölçüde deprem gündem normalleşmeye başladı. Bizim Elâzığ olarak bütün paydaşlarımız ile üretimin artması gibi olaylara odaklanmamız lazım. Büyük ölçüde deprem ile ilgili süreçler tamamlandı.

 

“TARIMI DESTEKLİYORUZ. VATANDAŞLARIMIZ YETER Kİ EKSİNLER”

Bu zenginlik her vilayete nasip olmaz. Hizmetler alanında potansiyelimiz var, madencilikte önde gelen illerden birisiyiz. Bu Elâzığ’ı özel kılıyor. Tarımla ilgili olarak ben özel idaredeki arkadaşlara söyledim DSİ büyük işler yapıyor ama bizde Özel idare olarak köylerde sulamalara destek olalım. Boru alalım havuzlar yapalım. Özel idare bu sene 2022 yılında 53 milyon TL ayırdı bu işler için. Çok yüksek bir rakam. Bunlar köylerde daha verimli sulama için harcandı. Çiftçilerimizi desteklemek lazım. Kapalı sisteme kavuşması lazım. DAP’tan destek aldık yaklaşık 9 milyonluk projemizi desteklediler. İl özel idaremize başkanımıza ve meclis üyelerimize teşekkür ediyorum. Bu sende sulama için ciddi bütçe ayırdık. Tohum malzeme araç gereç gibi çeşitli desteklerimiz var. Tarım bakanlığımız çok ciddi kaynaklar aktarıyor bizlere. Bazı alanlarda çok öndeyiz. Alabalık yetiştiriciliğinde Türkiye’de birinciyiz. İhracatta da birinciyiz. İhracatı 60 milyon dolara yükseltmişiz. Diğer sektör de beyaz et. Çok yüksek kapasiteli kümeslerimiz işleme tesislerimiz var. Geçen yıl 13 milyon dolar ihracat yapılırken bu yıl 16 milyon dolar ihracat var. Kayısı zaten birinci gelenlerden ağında zaten başta geliyor. Hoş ve Kıraç köylerinde beton yol çalışmaları yapıyoruz. Bağların arasındaki yollara. Tarımı destekliyoruz. Vatandaşlarımız yeter ki eksinler. Burada yetişen ürün topraktan havadan bir aroması lezzeti var. ne olursa olsun tadı lezzeti farklı. TKDK rakamlarına göre 2022 yılında 95 milyon TL hibe vermişiz. Geçen yıl 62 milyon. Üretenin yanındayız.

"ASFALT ÇALIŞMALARI"

Yeni kaynaklar buldukça bunları vatandaşlarımıza yansıtıyoruz hizmet olarak. Bazı ilkler gerçekleşti. Sıcak asfalt dediğimiz asfalt uygulamasına geçtik. Özel idare olarak kendi imkanlarımızla. Yaklaşık 23 milyon harcayarak makine parkı oluşturduk. Köy yollarımızın standartını yükselttik. Bu ilk maliyeti yüksek ancak ömürlük olduğu için 20 30 yıl arkaya bakmıyorsunuz. Diğer türlü her yıl bakım gerekiyor. O yüzden sıcak asfalta döndük. Sarıcan beldemiz var o beldemizin yol kalitesini yükseltmek için sağolsun belediyemizde destek verdi orayı sıcak asfalt yaptık. Bunu makine parkını oluşturarak yaptık. 55 milyonluk bir kaynağı makine parkı için kullandık. İçişleri bakanımıza da arz etmiştik bizlere 33 kadro verdi onlarında mülakat sınav ve kura olarak aldık. Standartlarımızı geliştirdik. Geçen yıl 290 köyün çöpünü toplarken 402 köye çıkarttık bunu. 2022 yılında bütün köylerimizde ilaçlama çalışmaları yaptık. Gezin’de afet konutlarımız çoğaldı oranında atık yükü arttı kanalizasyon sistemi de eskiydi oranın hattını yeniliyoruz. 2.5 milyonluk bi kaynak ayırdık. Yanında plajköy var orada kanalizasyon sistemi yoktu şimdi proje ve ihale yaptık 6 milyon bütçeyle kanalizasyon sistemi yapacağız. Hazar Gölü’nün temizliği için güzel çalışmalar yürütüyoruz.

 

“1. OSB 11.300 İSTİHDAMA SAHİP”

Birinci OSB bir tek OSB gibi görünüyor ancak kendi içinde 6 etap. Aslında 3 OSB’ye bedel. En son 6. Etabın da tahsisini yaptılar. Cumhurbaşkanımızın Elazığ’ı cazibe merkezi altına almasında büyük etkileri var. dolayısıyla OSB’miz büyük yatırımlar alıyor. Özellikle konfeksiyon tekstil alanında. 1. OSB’de 2 projemiz var birinin alt yapılarını yapıyoruz. FKA ile OSB yürütüyor. Diğer projemizde hem alt hemde üst yapıyı yapıyoruz. Yatırımcı gelip makinalarını kurup üretime başlıyor. Öyle bir yapı, onuda zeminde problem vardı onu aştık şimdi orada fabrikalar yükseliyor. 1. OSB 11.300 istihdama sahip. 2020 yılında 6 bin bu sayı. 2 yılda 2’ye katlamış. Hedefimiz 15 16 bin olması. 2. OSB var oranın altyapı ihalesini yaptık çalışmalar sürüyor. 2. OSB altyapı devam ederken tahsislerimizi de yaptık. Orada 34 adet parselin tahsisini yaptık. 2 tanesi fabrikalarını bitirmek üzereler Nisan ayı gibi üretime başlayacaklar. 34 tahsisten beklentimiz 750 milyonluk bir yatırım tutarı ve 1000 kişilik istihdam. Türkiye’de nadir olan tarıma dayalı besi OSB bunun ihalesi için ödenek ayrıldı ve ihaleye çıkacak. Bunun yolunu da özel idare olarak standartını yükseltiyoruz. Buralarda yeni işletmeler oluşacak. Madencilik alanında büyük ihaleler yapıldı. diğer tarafta Arıcak’ta kurşun işletmesi, Mastar dağında krom işletmesi gibi irili ufaklı madencilerde çalışıyor. Madencilikte de üretim artıyor. En büyük kalemlerden birisi maden, daha da artacak.

SAKLIKAPI VE KARALEYLEK KANYONLARI

Ben burayı geçen yıl yetkililerle gezdik. Orada 2 şey var Saklıkapı kanyonu muhteşem bir yer. Ama orayı bir anda duyurduğunuzda alt yapıyı yapmadığınızda gelenler eleştiriyor. Tanıtım sonraki iş önce alt yapıyı yapmak lazım ki insanlar gelince memnun ayrılsın. Yeterli alt yapı olmadan tanıtım olursa gelenler memnun olmaz. Saklıkapıda yürüyüş için gidiyorsunuz o zaman girişine kadar yüksek standartlı yol yapılması lazım biz girişine kadar asfalt yaptık. Orada araba park edecek yerde lazım otopark yaptık. Bir ziyaretçi merkezi içinde ihalesini yaptık. Kanyon gezmek teknik bir konu bunun için Doğa koruma milli parklar müdürlüğüne devrettik onlar gerekli çalışmayı yapacaklar. Güvenlik yönlendirme gibi. Orayı şuanda orman idaresine tahsis ediyoruz tabiat parkı olarak yapılacak. Karaleylek kanyonu Baraj gölü bir yerde daralıyor. Oradan tekneyle gezinti yapıyorsunuz saklıkapının bitişine kadar gidiliyor. Keban’da atıl bir teknemiz vardı bunu Karakaya’ya indirdik. Bu teknenin çok ciddi onarımını yaptık ayrıca güverte gövde bakımını yaptık şuanda tamamlandı ve yüksek standartlı hale geldi. iskeleye bağlayalım dedik oradan misafirleri alsın saklıkapıya gelsin isterse gitsin gelsin güzel bir ortam. Bunları profosyonellere kiraya verelim dedik. Tabi yine yatırım şartıyla. Höyük köyüne gidince iskelenin oraya alt yapı otopark yaptık. Daha sonra tekneye binip turunuzu yapacaksınız. Kanyon etkileyici bir kanyon. Ama meraklıları gelir. Karaleylek kanyonu daha geniş bir kitleye hitap eder. Ben doğa turizmine ilginin arttığını düşünüyorum. Bunda salgının da etkisi var. Bu da rağbet görecektir. Önemli olan buraya gelen insanların buradan mutlu ayrılabilmesini sağlıyor muyuz? Orada kalan mesele kendiliğinden gelir. Biz burada hedef olarak şunu koyduk; dedik ki Saklıkapı Kanyonunun başlangıç noktasına kadar olan yolu asfalt yaptık, otopark yaptık, ziyaretçi merkezi yaptık. Bazı vatandaşlar diyor ki devam eden tarla ve arzı yolları var. Bunu da asfalt yapın. İleride olabilir mi? Olabilir. Ama bu bugünün meselesi değil. Arabayla kanyon gezilmez ki.

HARPUT’TAKİ ÇALIŞMALAR

Harput bizim kültür turizminde çok önemli bir yerimiz. Belediye başkanımız Şahin Bey Harput’ta çok güzel projeler uyguluyor. Basın müzesini açtı, devam eden projeler var. En önemlisi belediyemiz oraya koruma kararı çıkartmış. Alt yapı var. Bir sürü koruma statüsü var. Koruma amaçlı imar planı çok büyük bir başarı. Tebrik etmek lazım. Biz Harput kazısını destekliyoruz. Özel idareden de ciddi kaynak aktarıyoruz. Orada çıkan işlerin artık yavaş yavaş diyorlar bunu yapacağız. Kalenin alt tarafından Hüseynik’e doğru bir yol çalışması var. Her bir açıdan gayret sarf ediliyor. Elazığ’ın kültür turizmine katkı sağladığı zaman bir müzesi eksik. Biz bunun teklifini kültür ve Turizm Bakanımıza yaptık. Orada mevcut müzeyi yapmak yerine yeni bir müze kararı verildi. Kütüphane ile müzeyi birleştiren bir proje üzerinde çalışıyor bakanlık uzmanları. Bittiğinde çok güzel bir müze 3 katı müze olacak 2 katı kütüphanesi olacak. Artık kütüphaneler değişti. Hem yaşama hem sosyal ortamları değişti.

 

ELAZIĞ’IN TURİZMİ

Eski tarihi Hükümet konağımız var. Orayı da kent müzesi olarak ajansında desteğiyle özel idare olarak ihalesini yaptık. Tanzim teşriinde ihalesini yaptık. Bunlar yaklaşık 6-7 milyonluk işler. Bunları biz bitirdikten sonra belediyeye devretmeyi düşünüyoruz. Belediyeye devrettikten sonra toplam 13 milyonluk projemiz var. Kalanını da yine ajansla destekleyerek kent müzesi olarak hizmete açacağız.  Maden’le ilgili çalışmalarımız var. İçişleri Bakanı’mız Süleyman Soylu orayı çok destekliyor. Burası bittiğinde Hükümet Konağı olarak hizmet verecek.

Yukarı Fırat Havzası Tunceli – Elazığ – Malatya biraz Erzincan Kemaliye’de giriyor. Aşağı inerseniz Adıyaman’da dahil oluyor. Yukarı Fırat Havzası ile ilgili ajansın çok güzel uygulamaları var. Kalkınma ajansı burada gecelik konaklama için yardım destekleri veriyor. Böyle projeler var. Çok güzel rehberler, sosyal medya mecraları var. Bizim Elazığ ve Tunceli arsındaki gidiş geliş çok kuvvetli. Tunceli ile Elazığ o manada bütünleşmiş gibi. Vatandaşlarımız Elazığ Havalimanı’nı kullanıyor, gezilerini yapıyorlar, Tunceli’ye günü birlik gidip gelenler var. Yukarı Fırat havzası olarak Kültür Bakanlığı’nın bir destinasyonu var.

HARPUT MUTFAĞI

Belediyemiz bir gastronomi müzesi yapmaya çalışıyor. Bir proje var. Orası bittiğinde Elazığ mutfağı, Harput mutfağı sergilenecek. Yeme içme de olacak zannediyorum. Belediyenin o projesi de tamamlandığında o eksiklikte giderilmiş olacak.

“ÇITAYI DAHA DA YÜKSELTMEMİZ LAZIM”

Ben Vali Yardımcısı olarak çalışırken de Hazar Şiir akşamlarıyla yakından ilgilenmiştim. Hazar Şiir Akşamları şu anda bir sinerji yakalamış durumda. Türkiye’de başladıktan sonra belli yerlerde kültür sanat etkinlikleri yapıldı. Hiç biri bu kadar uzun süreli olmadı. Burada sürdürülebilirlik var. En önemlisi Harput kültürü. Elazığlılar sahip çıktığı için devam etmiş. Salgında buna ara verilmiş. Bizim paydaşlarımız var. Onlarla konuştuğumuzda 2022 yılında biz bunu başlatalım dedik. Yirmi beşincisini yaptık. Belki tam olarak beklentiyi karşılayamadık öz eleştirimizi yapalım. Çitayı daha yukarı çıkarmamız lazımdı. Ama hiç yapmamaktan iyidir. Her tarafından şairler geldi. Bunu zenginleştirmek için üniversitemizde sempozyumlar yaptık, belediyemiz kitap fuarını yaptı. Fuar ve kongre merkezi kazandırılmış Elazığ’a. Hem ajansımıza hem Elazığ Belediyesi’ne teşekkür etmek lazım. Çok güzel projeler yapılmış. Çitayı daha da yükseltmemiz lazım.

2023 yılında İstanbul’da Elazığ tanıtım günleri düzenlemek istiyoruz. Federasyonlarımız var o alanda çok kuvvetliyiz. Onlarda desteklerini esirgemiyorlar. Onu da yapmak istiyoruz hep birlikte. Bu faaliyetleri çoğaltarak devam edeceğiz. Fuar merkezinde daha çok etkinlik gerçekleştirmemiz lazım.

Burada bir çeşitlilik var. Elazığ’ın en önde gelen ürünü kayısı. Kayısıda da paketleme işlemlerini Baskil Belediye’miz yapıyor. Bittiğinde büyük bir iş kapsayacak. Üzümde çok iyi bir noktadayız. Daha iyi bir bağ bozumu şenliği düzenlemek istiyoruz. Çok önemli üzümü. Yeni gelişen ürünler var. Badem gibi mesela. Elazığ’ın hediyelik eşya veya gıdası bence çok İyi. Orcik, badem şekeri gibi. O konuda bir eksik olduğunu düşünmüyorum. Bir pazarda var. Çok enteresan kahvecilik sektöründe ciddi bir gelişme var. Kahvede çok da iyi firmalarımız var. Her yıl üzerine koyarak yukarıya çıkarmak kaydıyla çalışmak lazım. Vişne mermeri çok özel bir mermer.

 

ELAZIĞ’DA ASAYİŞ OLAYLARI

Elazığ’da görece başladığımda iki konu çok öne çıkıyordu. Bir tanesi hırsızlık bir tanesi kağıt toplayıcıları. Bu hadise neden artış göstermiş diye baktığımızda depremin dolaylı etkilerinden biri olduğunu gördük. Deprem sürecinde atık, hurda malzemeler, sahipsiz kalanlar, sahipliler birbirine karışmış. Bunula etkin bir mücadele yapıldı. Bu işi meslek edinmiş, bu suça bulaşan insanlar var. 2022 yılı içerisinde kolluk kuvvetlerimiz, adli makamlarımız destekleriyle 308 tane hırsızlık şüphelisini tutuklamışlar. Tutuklama hırsızlıkta kolay değil. Kilit altında yakalarsanız tutklamaya sevk ediliyor, açıktan hırsızlık sevk edilmiyor. 308 tane vatandaş tutuklanmış ve cezaevine konulmuş. Bunlar yakalandıkça buralardan uzaklaşmaya başladılar. Bizim hırsızlık hadiselerinde olay aydınlatma yüzdemiz çok büyük. Faili meçhul bizde çok az. Türkiye sıralamasında Elazığ failini aydınlatma açısından iyi bir noktada. Epeyi bir yol kat ettiğimizi düşünüyoruz. Burada vatandaşlarımız, muhtarlarımız bize çok destek verdiler. Muhtarlarımız bütün bu deprem sürecinde de çok büyük yük almışlar. Bu alanda da suçla mücadelede, uyuşturucu ile mücadele ile seferberlik halindeyiz. 1 gram dahil olsa mücadele ediyoruz. Bizim yakalamamızda miktar mesele değil. Mesele bunun kökünü kurutmak. 2022 yılı içerisinde 157 şahsı uyuşturucu ticareti yapmak suçundan tutuklamalı adliyeye sevk edilmiş. Burada da tutuklama kolay değil. ‘ben kullanıcısıyım’ dediğinizde tutuklamaya sevk edilmiyor. Şu anda ceza evinde en çok bulunan suçlular; uyuşturucu suçluları. Yakaladıklarımızı adaletin önüne çıkarıyoruz.

 

AİLE SAĞLIĞI

Özellikle kentsel dönüşüm alanlarında yeni yapılaşmada kamu alanlarını talep etmeye başladılar. Burada bir talep meydana geldi. İnsanlar sağlık merkezine ulaşmak istediler. Mustafapaşa Aile Sağlık Merkezimizi açtık, Karşıyaka Aile Sağlık Merkezi hizmet vermeye başladı, Abdullahpaşa alanında yeni yerimiz var, onlar da bugün yarın yeni yerlerine taşınmak üzereler. Zafran ve Bizmişen’de bunu karşılamak üzere yatırım teklifimizi yaptık. Buralarda da müstakil aile sağlığı merkezleri yapacağız. Biz bir an önce bu inşaatları beklemeden orada dairelerden uygun olanları kiralama yoluyla Güneykent’te iki hekimlik bir aile sağlığı merkezimizi hazırladık. Buralarda hizmet vermeye başlayacak. Biz bunları geçici de olsa önemsiyoruz. Çatalçeşme’deki yerimize ve Bizmişen’de 2  hekimlik var. Bunları hemen devreye sokuyoruz. İnşaatların bitmesini beklersek geç kalırız. Aile sağlığı merkezini de yapacağız.

 

FIRAT ÜNİVERSİTESİ

Fırat Üniversitesi gururlu üniversitelerden bir tanesi Teknik eğitimi, mühendislik eğitimi kuvvetli bir üniversite. Mühendislik fakültesi bölümleri Türkiye’de alanında ilk 5’e 10’a giren bölümler var. Özellikle yazılımda çok başarılılar. Bunun yanında veteriner hekimliği noktasında da çok köklü. Zannedersem Ankara’dan sonra ikinci. Top fakültemizde eski top fakültelerinden. Fırat Üniversitesi bu birikiminden dolayı araştırma üniversitesi kategorisine konulmuş. Yayınlanan istatistikler de bunu gösteriyor. Çıtayı git gide yükseltiyorlar. Başta Rektörümüz olmak üzere tüm çalışan personeli tebrik ediyoruz. İkinci üniversite konusu biraz farklı bir konu. Burada Türkiye’de bazı vilayetlerde vakıf üniversiteleri ikinci üniversite olarak açıldı. Bazı yerlerde teknik yönü ağır basan ikinci üniversite kuruldu. Burada çeşitli fizibiliteler geçmişte de yapılmış. Vakıf Üniversitesi boyutu vakıfları ilgilendiriyor, bir vakıf girişimi gerektiriyor. Ama 45 bin kadar öğrencimiz var. Burayı bu üniversiteyi ikiye bölmek çok rantabl mı bilemiyorum. İleride potansiyeli yükselirse neden olmasın? Şu an ki haliyle fevkalade bir üniversitemiz var. Türkiye’nin en önemli yurt imkanını sunuyoruz. Bu sene ilk yerleştirmede bütün öğrencilerimizi yerleştirdik. Hiçbir öğrenci burada açıkta kalmıyor. Ailelerin çocuklarını özellikle gönderdiği bir yer. Başta rektörümüz olmak üzere bütün hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Allah yardımcıları olsun.

Bütün vatandaşlarımız şunu bilsinler ki; biz vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için uğraşıyoruz. Bütün paydaşlarımızla beraber uyum içerisindeyiz. Elazığ kadim bir şehir, Elazığ yüksek bir kültüre sahip bir şehir. Elazığ insanı kültrel özellikleriyle öne çıkmış özel bir şehir. Bizde onlara hizmet etmek için var gücümüzle çalışacağız. Bize çok büyük güç veriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderlinde onun takibinde onun destekleriyle vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Ülkenin olduğu gibi ilimizin de refahını arttırmak için, kalkınmasını sağlamak için yeni yatırımlarla vatandaşımıza destek olmaya gayret gösteriyoruz. Bütün uğraşımız bunun için. Samimiyetle uğraşıyoruz. Herkese kapımız açık. Vatandaşlarımızla bir araya gelmekten memnun oluyoruz.