Yeni bir yerleşim merkezi olan Elazığ’ın tarihi, Harput'un tarihi ile birlikte incelenmektedir. Bugünkü şehir merkezinden sadece 5 km uzaklıkta bulunan Harput, yazılı kaynaklara göre Milattan Önce (M.Ö) 2000 yılına dayanan 4000 yıllık tarihiyle, Elazığ’ın ilk yerleşim bölgesidir. Tarihi kaynaklarda Elazığ'a ilk yerleşenlerin “Hurriler” olduğu belirtiliyor. Hurriyer döneminde bölgeye hangi isim verildiği tarih kaynaklarında belirtilmiyor. 

URARTULAR DÖNEMİNDE BÖLGENİN İSMİ
MÖ. 9. yüzyılda Urartular, bölgeye hakim olmuştur. Doğu Anadolu’da devlet kuran Urartular’ın Elazığ tarihindeki yeri Harput Kalesi’nin taşıdığı Urartu Dönemi izlerinden gözlemlenebiliyor. Bölgede uzun yıllar hüküm süren Urartular Dönemi’nde Elazığ’ın o zamanki adı “Alzi” olarak bilinmektedir. Urartu Dönemi’ne ait birçok kaynak ve kitabede Alzi adına oldukça sık rastlanmaktadır. 
Hititler’in başkenti Boğazköy’de bulunan yazılı kaynaklarda ise Elazığ'dan “İşuva” olarak söz edilmiştir.

MUAVİYE VE ASURLAR DÖNEMİNDE ŞEHRİN İSMİ
Muâviye Dönemi’nde şehre vali olarak gönderilen İbn-i Ziyad yönetiminde “Hısn-ı Ziyad” adıyla da anılmıştır. Yine Asurlulara ait çivi yazılı Kapadokya metinlerinde ise Karpata adıyla geçen yerin Harput olduğu söylenmektedir.
 
HARPUT İSMİNİ HANGİ MEDENİYET KULLANMIŞ!
Harput isminin hangi medeniyete ait olduğu bilinmiyor. 
İslam hakimiyeti öncesi ve sonrasında pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Harput’un Taş Kale anlamına geldiğini söylemektedir.
1085’de Çubuk bey tarafından fethedilen yörede, önce Artukoğulları daha sonra 1234’de Anadolu Selçuklar, 1243’de İlhanlılar, 1363’de Dulkadiroğulları, 1465’de Akkoyunlular bölgede hüküm sürmüştür. Bölgenin ismi bazı kaynaklarda Harberd şeklinde geçmektedir. Harput adının har (taş, kaya) ve berd (kale) sözcüklerinin birleşiminden oluştuğu, Taşkale anlamına geldiği söylense de Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde farklı rivayetler anlatılmaktadır. Rivayetlerden birine göre, yörede meşhur dikenli bir söğüt ağacı vardır. Bu nedenle kente “Har-Bid” denir. Bir diğer rivayete göre ise bölgede bol miktarda diken yetiştirildiğinden bölgeye diken getirici anlamında “Har-Berid” denmiştir. Fakat Evliya Çelebi’nin bu ve benzeri anlatımlarından ziyade Taş-Kale açıklamasının birçok kaynakta daha çok kabul görmüştür. 
 
OSMANLI DÖNEMİNDE BÖLGENİN İSMİ

Harput, son olarak 1516’da Çaldıran Zaferi sonrası Yavuz Selim tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılıyor ve 19. yüzyılın sonlarına kadar kültür, bayındırlık gibi konularda yurdun en gözde şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Harput’un (Elazığ), Osmanlı Dönemi’ndeki ilk adı Mezra’dır. 19. yüzyıl sonlarına doğru, değişen toplum yapısı ve buna bağlı olarak değişen şehircilik anlayışının getirdiği şartlarla Harput, 1834 yılından itibaren ovada yeralan ve o zamanki adı ile Agavat Mezrası olan bugünkü Elazığ’a taşınmaya başlamıştır. Dönemin valisi İzzet Paşa’nın teklifiyle buraya “Mamuret’ül Aziz” yani “Aziz’in yaptırdığı kent” adı verilmiştir. Sonraları halkın ağzında daha kolay söylenebildiği için “Elaziz” olarak değiştirilmiştir.
 
ATATÜRK VE ELAZIĞ
Elazığ, 1937 yılında Cumhuriyetin kurucucu Mustafa Kemal Atatürk tarafından ziyaret ediliyor. Atatürk 1937’deki ziyaretiyle Elazığ’a ikinci defa gelmiş oluyor. İlk gelişi 2. Ordu Komutanı rütbesiyle 1916’da... Atatürk’ün 2. Ordu Karargahı’nda, silah arkadaşları ile “Kurtuluş Savaşı”nı başlatma kararı aldığı, bir bakıma “Kurtuluş Savaşı”nın fikren Elazığ’da doğmuş olduğu kabul ediliyor. 1937’de Atatürk, şehre “azığı bol il” anlamında “Elazık” ismini uygun görüyor, isim daha sonraları, TBMM kararı ile “Elazığ” olarak onaylanıyor.